EKONOMİ MASASI BURHAN SAYILGAN
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Gıda, Tarım ve Hayvancılık Konseyi Başkanı Burhan Sayılgan’ın konuk olduğu programda gıda sektörü üzerine konuştuk. Sayılgan, tarım ve hayvancılıktaki eksiklikler ile beraber, BTSO’nun bu alanda gerçekleştirdiği faaliyetlerden de bahsetti.
Şener Helva; ‘Kaliteden ödün vermeyin’
Kurulduğu günden bu yana kaliteyi “olmazsa olmaz” ilke edinen Şener, son dönemde gösterdiği hızlı büyümesini de buna bağlıyor. 1993 yılında başlayan üretim sürecini geliştirerek günümüze kadar gelen Şener, ilk yıllarda sadece pekmez üretirken bugün reçelden helvaya, lokumdan kakaolu fındık kreması ve tahine kadar çok sayıda tatlı çeşidi üretiyor.
Kuruluşunun ilk yıllarında sadece Konya ve Bursa’da faaliyet gösteren bir firma hüviyetinde iken günümüzde gerek bölge müdürlükleri gerekse Türkiye genelinde birçok bayisi ile kurumsal bir marka haline gelmeyi başaran Şener, 2010 yılının ikinci yarısından itibaren tüm üretimini Bursa’da yapıyor. Yenilenen yapısı, yeni üretim merkezi ve artan kalite anlayışıyla Bursa’dan ülkemiz ekonomisine katkıda bulunmaya devam ettiklerini belirten Şener Helva Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Sayılgan, üretimin Bursa’ya taşınmasını takiben yüzde 75 büyüdüklerini söyledi. Burhan Sayılgan, firmanın kalite anlayışı ve hedefleriyle ilgili, “Şener Helva’nın geçmişteki 38 yıllık deneyiminin sonucunda kalite ilkesinden ve hedefinden şaşmamasının bedelini son iki yılda hızlı büyüme göstererek ülke ekonomisine ivme kazandırmıştır. Bursa’nın değerli üretici işadamlarının birlikteliği olmasa da aynı zamanda sektördeki olumsuzluklara rağmen yeni ürün çalışmaları, AR-GE ve Üretimde İnovasyonlarla geçtiğimiz bir yılı yüzde 75 büyüme ile gerçekleştirdik. BTSO’nun yapmış olduğu Ür-Ge çalışmalarındaki alım heyetleriyle ihracatımız yüzde 30 civarında artmıştır. Markamız çeşitli ve benzer markalarla taklit edilmeye başlandı, bu önceden de birkaç kez denendi ancak halkımız doğru üretimi ve kaliteyi sofrasında tatmak istiyor.” dedi.
ŞENER’DEN SÜRPRİZ ÜRÜNLER GELECEK
Yeni sezona dair Ar-Ge biriminde faaliyetlerin sürdüğünü ifade eden Burhan Sayılgan, şunları söyledi: “Reklamlarla tabi ki halkımıza yeni ürünler ve markalar tanıtabilinir ancak doğru üretim ve kalite çok önemlidir. Bu önemi de halkımız kaliteyi sofralarında tattıkları zaman biliyorlar ve not veriyorlar. Yeni dönemin dünya ekonomisine endeksleştirmek istemiyorum çünkü geçmişte sıkıntıların teğet geçtiğine kalitesi ve hizmetiyle hata yapmayanlar sürekli ulaşabilir kalite ve fiyat politikasıyla başarı sağlayabilirler. Sanayi kimliği olan rakipleri iyimser bir gözle takip ederek daha kaliteli, başarılı üretim ve hizmeti sürdürmemiz gerekmektedir. Yeni sezonda sürpriz ürünlerle piyasada olacağız.”
“KALİTE VE HİZMET İTİCİ GÜÇ OLMUŞTUR”
Bursa’nın teşvik torbasından beklenen desteği alamadığını belirten Sayılgan Pazar planlamasına dair şöyle konuştu: “Dünya’nın Gıda konusundaki belirsizliklerinin, AR- GE ve İnovasyonlarının yeni teşvik yasasında Bursa için bir talihsizlik olarak görüyorum. Teşvik Torbasından Bursa’ya maalesef çok zayıf bir destek çıktı. Oysaki sanayicinin beklentileri farklıydı. Buna rağmen siyasi kriz oluşmazsa çok önemli bir darboğaz olmazsa büyüme trendini yeni ürün ve yeni pazar ile genişleyeceğine inancındayız. Yeni pazar hedefimiz Orta doğu ve Balkanlar’dır. Bilinmesi gereken şudur ki hangi sektör olursa olsun kaliteden taviz verilmemeli. Halkın şunu da bilmesinde fayda vardır, kalite ucuzdur, pahalı işçi ucuzdur, pahalı ürün ucuzdur. Kalite ve hizmet her zaman ülkenin itici gücü olmuştur. Sanayi kenti olduğumuzu unutmayalım bu da sanayiciye bir katma değerdir.”
HEDEF; KALİTE TESCİLİNDE SÜREKLİLİK
Helal Gıda Sertifikası alarak kalitelerini bir kez daha tescil ettiklerini söyleyen Sayılgan, “Üretimde Gıda Güvenlik sistemlerine bu yıl Helal Gıda sertifikasını ekledik. Çok zor koşullarda verilen Helal Gıda sertifikası bizim kalitemizi tescilledi. En küçük bir üretim hatasında iptal olacak bir sertifikaya sahip çıkabilmek zor ama bu bizim için kalite tescilidir, tescilin sürekli kalmasını sağlayacağız. Her üretici için pazar vardır, her ürünün bir alıcısı vardır ama unutmamalı ki kalitede istikamet sahibi olanlar hep önde giderler.” dedi.
Kaynak: http://sehirmedya.com/bursa-bolge/sener-helva-kaliteden-odun-vermeyin/
80 Okulda Obezite ve Güvenilir Gıda Eğitimi Verilecek
BTSO 27. Meslek Komitesi Başkanı Burhan Sayılgan, İl Sağlık Müdürlüğü, Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü, Milli Eğitim Müdürlüğü, Bursa Teknik Üniversitesi, Uludağ Üniversitesi ve TMMOB Gıda Mühendisleri Odası’nın projeye tam destek verdiğini söyledi. Bu yıl 80 okulda ‘Güvenilir Gıda Tüketelim Obeziteyi Önleyelim’ temasıyla eğitim programı planladıklarını ifade eden Sayılgan, projeye desteklerinden dolayı Vali İzzettin Küçük’e teşekkür etti.
Kalitenin adı ‘Şener Gıda’
Şener Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Sayılgan, BTSO öncülüğünde gerçekleştirilen ‘Bursa Food Point’ Ur-Ge Projesi kapsamında Merinos AKKM’de açtıkları stantlarında açıklamalarda bulundu. Bu projede yer almak isteyen 250 firma arasından gerçek alıcıları burada buluşturduklarını ifade eden Sayılgan,” Bursa’nın kendi üreticileri, kendi değerleri olan, insan sağlığını daha ön planda tutan firmalar burada stant açma fırsatı buldu. Çünkü buradaki firmalar Dünyadaki yüzümüz olacak ve Türkiye’yi temsil edecek hal böyle olunca bizler burada büyük titizlikle firmalar seçilerek buradaki yerlerini aldı. Bunun en temel nedeni de ihracat yapıldığında gerçek manada Türkiye’nin ve Bursa’nın değer verdiği değerleri ön plana alabilmek ve ihracatı daha yüksek seviyelere çıkarmak. İhracatı gerçekleştirirken buradaki en önemli faktör hem ticaret yapmak hem de karşı tarafa kendimizi tanıtmak” dedi.
“BURSA’DAN ÜLKE EKONOMİSİNE KATKI”
1993 yılında başlayan üretim sürecinin gelişerek günümüze kadar geldiğini ifade eden Sayılgan,”İlk yıllarda sadece pekmez olan üretimimize sırasıyla reçel, helva, lokum, kakaolu fındık kreması ve tahin ilave edildi. Kuruluşumuzun ilk yıllarında sadece Konya ve Bursa’da faaliyet gösteren bir firma hüviyetinde iken günümüzde gerek bölge müdürlükleri ile gerekse Türkiye genelinde birçok bayisi ile kurumsal bir marka haline gelmeyi başardık. Kuruluşundan 2010 yılının ikinci yarısına dek üretim Konya’da yapıldı. 2010 yılının ikinci yarısından sonra bünyemizdeki yapısal değişikliklerle beraber üretim yeri üretime dair tüm yeniliklerle birlikte Bursa’ya alındı. Yenilenen yapı, yeni üretim merkezi ve artan kalite anlayışımızla birlikte Bursa’dan ülkemiz ekonomisine katkıda bulunmaya devam etmekteyiz” diye konuştu.
YABANCI FİRMALARA EĞİTİM PROGRAMI
Şener markasına birçok ortaklık teklifi geldiğini ve hatta Suudi Arabistan’dan yer ve arsa gösterilerek yer teklif edildiğini, şirket alarak dağılmayı göze alamadıklarını belirten Sayılgan, “ Bu teklifleri kabul edemeyeceğimizi karşı tarafa ilettiğimizde oradaki yetkililer kendilerine iş öğretilmesi talebinde bulundular. Şuanda fabrikamızda Medine’den gelen iki usta 4 aydır, eğitim görüyor onlara iş öğretiyoruz ve bunu yaparken de hiçbir karşılık beklemeden eğitimlerimizi sürdürüyoruz” dedi.
GIDA İHTİYACININ YÜZDE 62’Sİ BURSA’DAN
Türkiye ve Ortadoğu’nun gıda ihtiyacının yüzde 62’sini Bursa’nın karşıladığına vurgu yapan Sayılgan, Bu gerçeğin farkında olunması gerektiği ifade etti. Sayılgan, Türkiye’nin ve Bursa’nın bu kıymetini önemi anlatmak için burada ve farklı projelerde yer aldıklarını ifade ederek: “BTSO’nun başlatmış olduğu bu Ur-Ge programıyla beraber yavaş yavaş bu Bursa gerçeği su yüzüne çıkıyor. Taze meyve sebzede Bursa, yüzde 62 ile çok iyi bir konumda olmasına rağmen bu oranın daha da artarak ithalat ve ihracatta daha güçlü bir Bursa için bizlerde tüm gücümüzle çalışıyoruz” dedi. Şener Gıda’nın ve aynı sektörde faaliyet gösteren firmaların için şuandaki temel sorunlarından birinin de Türkiye’deki çilek ve ahududu üretiminin her geçen gün azalması olduğunu vurgulayan Sayılgan, Mısır’da, Bosna Hersek’te, Makedonya’dan çilek ithal ettiğimizi ve kendi değerlerimiz korumamız gerektiğinin altını çizdi.
TİAGO ÇİLEĞİ’NE BÜYÜK DESTEK
Özellikle gıda sanayisinde rağbet gören tiago cinsi çileğin, üretiminin artırılması amacıyla çalışmalarını sürdürdüklerini ifade eden Sayılgan,”Tiago cinsi çileğine büyük önem verdik bu anlamda firma olarak 500 bin fide diktirdik. Şener reçellerinin bir özelliği de tiago çileği olması, bunun kimse farkında değil ama en çok reçel satan firma biziz. Tüketici bu çileği bilmiyor ama o tadı damakta bıraktığı his Şener Gıda’yı farklı kılıyor. Diğer çileklerin ömrü ortalama 10-15 yıldır fakat Tiago çileğinin ömrü 3 yıl. Tiago çileğe desteklerin hem belediyeler, sanayi odaları ve STK’lar tarafından desteklenmeli ve böylece yeni bir başlangıç yaparak daha sürdürülebilir hale gelmesi için çalışmaları bizler devam ettireceğiz.” diye konuştu.
“BURSA’NIN DEĞERİNİ BİLMELİYİZ”
Sayılgan Bursa’nın birçok değeri olduğunu ve tarım alanlarına gereken önem verilirse, gelecekte sadece Türkiye değil, Dünya’nın önde gelen şehirlerinden bir haline geleceğini vurgulayarak şunları söyledi, ” Bursa’da nerede ne ekiyorsanız, karşılığını alıyorsunuz. Bursa’nın değerleri çok fazla, BTSO olarak da biz bunu her gün dillendirip, tanıtımlara devam edeceğiz önümüzdeki zamanlarda da inşallah Bursa’da hiç kimsenin yapamayacağı bir gıda fuarını TÜYAP’la gerçekleştireceğiz. Hedefimiz BTSO olarak Food Poin’ti de bir dünya markası haline getirmek.”
TÜRKİYE’NİN BİR NUMARASI ‘BURSA’
Bursa Uzay Havacılık ve Savunma Kümelenmesi Başkanı Dr. Mustafa Hatipoğlu Bursa Food Point’ kurumsal kimliğiyle Ur-Ge Projesi kapsamında düzenlenen alım heyeti programı ile 34 ülkeden 160 firma temsilcisinin burada buluştuğunu ifade etti. BTSO’nun 2013 yılından itibaren kümelenme faaliyetlerin başladığını vurgulayan Hatipoğlu, “Kümeleri Ur-Ge programlarına geçirmeye başladık. Uzay Havacılık Savunma, Raylı Sistemler, Makine, Kompozit, Kimya, Gıda, Tekstil, Bebek Çocuk, Yenilenebilir Enerji dahil olmak üzere 10 Ur-Ge projemiz var. Geçtiğimiz gün BTSO olarak aldığımız kararla 3 tane daha yeni Ur-Ge projemiz olacak. Bu anlamda birçok sektörden Ur-Ge istekleri alıyoruz. Ur-Ge işin başlangıcı aslında Ur-Ge’leri, büyük kümelere dönüştürmek gerekiyor. Ur-Ge projeleri kapsamında Türkiye’de en fazla proje gerçekleştiren şehir Bursa. Her geçen gün üstüne katarak tüm gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Şener Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Sayılgan; Önce insan sağlığı
Şener Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Sayılgan; ÖNCE İNSAN SAĞLIĞI
Helva ve Çerçi üretiminde üçüncü nesil olan Şener Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Sayılgan, “Önce İnsan Sağlığı” diyerek, 17 yıllık ortaklığını bitirip sıfırdan başlayan örnek bir girişimci… 50 metrekarelik üretim alanını 5 bin metrekarelik üretim tesisine çıkaran, ürünlerinin yüzde 25’ini Asya ve Avrupa’da onlarca ülkeye ihraç eden Şener Gıda, sektörde lider ve öncü olmaya devam ediyor.
Başarısının sırrını “Önce İnsan Sağlığı” diyerek, insan sağlığına yaptığı yatırımla elde ettiğini söyleyen Şener Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Sayılgan, iş hayatında da “Doğru ücret, doğru sat, doğru kazan ve doğru paylaş” sloganını prensip edindiğini söylüyor. Bursa Gönüllü Kuruluşlar Başkanlığını da yürüten başarılı işadamı Burhan Sayılgan, tüm enerjisini Bursa’ya Gıda OSB’si kazandırmak için harcarken, bir yandan sosyal sorumluluk projeleri kapsamında okullarda “Güvenli Gıda Eğitimleri” veriyor, bir yandan da modern çağın vebası olan uyuşturucuya karşı mücadeleye savaş açmış durumda… Bursa’nın lezzetlerine yolculuk ettiğimiz bu sektörel ekimizde bizde Burhan Sayılgan ile içten ve dobra bir söyleşi gerçekleştirdik.
Öncelikle sizi tanımak istiyoruz ve bu sektöre nasıl girdiniz?
Bitlis’te doğdum. Sektöre baba mesleğimiz olan çerçi ve helva yaparak başladık. Ben üçüncü kuşak temsilcisiyim. Babam hayatı boyunca Çerçi üretimi yaptı. Bizde bu işi ilerlettik ve geliştirdik. Önce Konya’da iş ortağımız ile birlikte 17 yıl boyunca gıda sektöründe faaliyet gösterdik. Konya’da olduğum dönemlerde ben satış ve pazarlamadan sorumluydum. 1993 yılında Bursa’ya geldim. Bu markamızı burada duyurmak ve faaliyetlerimizi Bursa’da sürdürmek fikri daha cazip geldi. Şener olarak Konya’da ürettiğimiz ürünler ve kalitesinin ‘önce insan sağlığı’ olması üzerine ortağımızla düşünce ayrılığına düştük. Bu nedenle 17 yıl süren ortaklığımızı 2010 yılında bitirdik ve isim hakkımızı ve markamızı alarak Şener Gıda olarak Bursa’da ‘önce insan sağlığı’ ilkesiyle üretime başladık. İlk fabrikamızı bugünkü yerinde Kestel’e kurduk. Markamızı kısa sürede sürdürülebilir ve tanınır hale getirdik. Rabbim bizi hep iyi insanlar, doğru ustalar ve dürüst esnaflarla tanıştırdı ve bugünkü başarımızı yakaladık. Markamızın da 33 yıllık bir geçmişi bulunuyor.
Şener Gıda nesilden nesile geçen bir aile işletmesi, mesleğinize sizden sonra kim sahip çıkacak?
Ben 3. kuşak olarak helva üretmeye devam ediyorum. Ama artık ürün yelpazemizi genişlettik. Helvanın yanı sıra yeni ürünler ve yeni lezzetler geliştirerek bu sektörde kalıcı olduk. Benden sonra da üç oğlum var. Onlar da 4. kuşak olarak bu mesleği daha ilerlere taşımak için çalışıyor. Ayrıca kardeşim ve onunda iki oğlu var. Biz gerçek bir aile şirketi olarak üretimden pazarlamaya kadar her kademede bizzat yer alan bir aile şirketiyiz. Konya’da bu sektörde ilk başladığımızda 50 metrekare bir üretim atölyemiz vardı. Bugün ise 5 bin metrekarelik kapalı fabrikamızda onlarca çeşit ürün ile pek çok Avrupa ve Asya ülkelerine binlerce adet ürün gönderiyoruz. Üretimimizin yüzde 25’ni yurt dışına gönderiyoruz. Bu da Bursa ve ülke ekonomisine büyük bir kazanım sağlıyor.
Şener Gıda olarak planlamanız nasıl, yeni ürünler var mı?
Birkaç yıl önce Şener Gıda olarak planlamamızı yaparken hedefimiz her yıl yeni bir ürün ve bu ürünü tüm dünyaya pazarlamaktı. Şimdi geldiğimiz noktada ise her ay yeni bir ürün piyasaya sunuyoruz. Geçtiğimiz yılsonu itibarıyla üretime başladığımız ve yüzde 70’i meyve olan reçellerimiz en çok satan ürünlerimiz arasına girdi. O kadar çok ilgi gördü ki şuanda siparişlere yetişemez olduk. Talep ve sipariş rakamlarına baktığımızda Şener Gıda’nın bu yıl lokomotif ürünü meyveli reçellerimiz olacak gibi görünüyor. Özellikle de İstanbul’dan büyük talep alıyoruz. Ama bizim müşteri yoğunluğumuz daha çok Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgesi’dir. Şener Gıda olarak bu yıl sonu itibarıyla amacımız üretimimizin yüzde 40’nı yurt dışına ihraç etmek.
Bursa’da Gıda OSB’si kurmak için çalışmalarınız olduğunu biliyorum. Bu hangi aşamada bilgi verebilir misiniz?
Sektör olarak ne yazık ki diğer Büyükşehirlerin çok gerisindeyiz. Bu kadar sanayisi gelişmiş, nüfus yoğunluğu olan bir şehirde Gıda OSB’si olmaması bizleri üzüyor ve Bursa’ya yakışmıyor. Bunun için son yıldır çok büyük bir yol kat ettik. Gıda OSB’si için hazırladığımız rapor ve araştırma sonuçlarını Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na ilettik. Bizzat bire bir görüşmeler yaptık ve nihayetinde Bursa’da da kurulması için karar alındı. Bakanlığa bazı yerler konusunda da bilgi paylaşımında bulunduk. Bakanlık Tespit Heyeti de Bursa’da uygun arazi arayışına başladı. Bursa kurulmasını planladığımız Gıda OSB’sini Paris ve Moskova’daki Gıda Siteleri’nden örnek alarak Türkiye ve Bursa’ya yakışan modern ve çağdaş bir proje hazırladık. Bu projede gıda sektöründe faaliyet gösteren tüm kuruluşları bir çatı altında toplayacak. Ayrıca tüm ürünlerin sergilendiği teşhir salonu yani bir pazar ya da fuar alanı gibi A’dan Z’ye her ürünün bulunduğu ve sergilendiği bir mekan düşünüyoruz. Buradaki amacımız, şehrimize helva almaya gelen firma yetkililerine sadece helva değil, onunla birlikte pek çok ürünü de pazarlayabilmek. Şuana kadar bin 300 firma bize Gıda OSB’si için talepte bulundu. Sadece Bursa ve Türkiye’de değil tüm Avrupa’ya örnek olacak bir Gıda OSB’si olacak. Bu projede BTSO Başkanı İbrahim Burkay’a da desteklerinden dolayı çok teşekkür ediyorum.
Sosyal sorumluluk projeleriniz içinde uzun zamandır okullarda “Güvenli Gıda Eğitimleri” veriyorsunuz. Şimdi de uyuşturucuya karşı bir mücadele başlattınız. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?
Sosyal sorumluluk projelerimiz bizler için olmazsa olmazımızdır. Uzun süredir okullarda verdiğimiz “Güvenli Gıda Eğitimleri” halan devam ediyor. Son dönemlerde ise modern çağın belası olan uyuşturucuya karşı savaş açtık. Valiliğimiz ve Emniyet mensubu arkadaşlarımızla birlikte bu illete karşı her türlü savaşı vermeye kararlıyız. Bu konuda BTSO’nun da desteği ile Osmangazi ilçemizde 100 hastamıza hizmet verecek bir Rehabilitasyon Merkezi kuruyoruz. Dünya genelinde bu illete kapılıp kurtulabilme oranı yüzde 3, biz ise bu oranı önce yüzde 5’e sonra da yüzde 10’a çıkarmak için çalışacağız. Bununla da kalmayıp burada tedavisini tamamlayıp rehabilite olan tüm vatandaşlarımıza iş imkanı sunacağız. Bunun içinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile temasa geçtik. Projemiz sadece Bursa’ya değil tüm Türkiye’ye ve Avrupa’ya örnek olacak.